Mesleğini hep bir adım öteye taşımak isteyen Cemil Ayrancıgil sektöründe yeniliklerin öncüsü oldu.
Cemil Ayrancıgil ismi, Ankara’da duyulmaya başladığı yıllarda, gazetecilerde büyük ilgi görmüştü. Cemil Ayrancıgil’le ilk röportaj 1972 yılında Anadolu Ajans Muhabiri Ural Yamaç tarafından yapıldı. Yapılan bu röportaja Cemil Ayrancıgil ilk defa basınla tanıştı ve bu röportaj on yedi farklı gazetede yayınlandı. Ayrancıgil de 1975 yılında Şehit Adem Yavuz Sokak’ta açtığı ilk salonun adını bu gazetelerde çıkan başlıklardan esinlenerek koydu: PARİSLİ CEMİL...
Parisli Cemil Kuaför Salonları iş hayatına ”erkek berberi olarak başladı ve erkek berberliğinde yaptığı yeniliklerle sektöründe öncü konumuna geldi. Parisli Cemil Kuaför Salonları erkek berberliği isminin erkek kuaförü olarak 1970’li yılların başında değişmesine vesile olurken, ilerleyen yıllarda kuaförlük sektörünün gelişmesini öngördü, Parisli Cemil Bay&Bayan Kuaför Salonları olarak büyümeye karar verdi. Merkez salonundan sonra ilk şubesini Ankara Hilton, ikinci şubesini Mersin Hilton da açan Parisli Cemil Kuaför Salonları Bay&Bayan kuaför salonu olarak şubeleşmeye devam etti.
Marka güvenilirliği çok önemli. Alışveriş yaptığımızda günlük ihtiyaçlarımızda, bir mağazaya girip kıyafet aldığımızda, nasıl verilen hizmet, ürün kalitesi, mağaza temizliği gibi ayrıntılara dikkat ediyorsak biz de işletmelerimizde bu ayrıntılara dikkate ediyor ve kendimizi müşterilerin yerine koyuyoruz. Parisli Cemil Kuaför & Akademi olarak salonlarımızın genel temizliğine, kullanılan ürünlerin kalitesine, dekorasyonumuzun ferahlığına ve uyumuna, personelimizin eğitimlerine önem gösteriyoruz. Yaptığımız bütün çalışmaların kendimize olan saygımızın yansıması olmasını ve müşterilerimizin de bu yansımadan aldıkları güven ile bizden hizmet almalarını sağlıyoruz.
Cemil Ayrancıgil, 1948 Sinop Boyabat da doğdu, Çocukluğu ve gençlik yıllarıyla birlikte, okul hayatından sonra mesleğe 1962 yılında memleketi Sinop’un Boyabat kazasında çırak olarak başladı. 1965 yılında Bağlıca köyünde açtığı tek koltuklu bir salonda bir süre köy halkına hizmet verdi. 1967 yılında, bir akrabası o’nu Ankara’da çalışması için teşvik edince, hiç düşünmeden tarağını ve usturasını kapıp başkent’e geldi.
Mesleğini hep bir adım öteye taşımak isteyen bu “köylü çocuğu”, suyun bile doğru dürüst akmadığı bir dönemde Ankara’ya beceresiyle birlikte taşındı. Ankara resminde o yıllarda sadece susuzluk değil ‘devrimci’ gençler de vardı. Gençlerin uzun saçları, uzun bıyıkları ve uzun favorileri vardı. Ama bu gençler, uzattıkları saçların bakımını yapamıyordu. Berbere gitseler deistedikleri sonucu alamıyordu. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’in bile kızdığı bu ‘komünist’ gençleri çoğu zaman polis, kolundan tutup berbere getiriyordu. O dönemde erkekler saçlarını salıverdiği için, berbere olan talep de iyice düşmüştü. Sektör adeta bunalım yaşıyordu.
Bu kriz, Cemil Ayrancıgil’i yeni arayışlara sokarak bir süre sonra ‘PARİSLİ CEMİL’ olmasına vesile olacaktı. Berberlerin kesemediği bu ‘komünist’ gençlerin uzun saçlarına askerler makas vurdu. 12 Mart Muhtırası, üniversiteli gençlerin hem bıyıklarını hem de ‘devrim’ hayallerini tıraş etti. Yüzünü Rusya’ya çeviren ‘komünist’ gençler devrim yapamadı ama batı’ya bakan Ayrancıgil kendi devrimini gerçekleştirdi. Ayrancıgil, Fransa’da çıkan Cuaför Dö pari ve Almanya’da çıkan Dez Kuaför mecmualarından kendine yorumlar çıkardı. Zamanla harikalar yaratmaya başladı ve ünü gitgide yayıldı. Ankaralı Beyler de saç bakımının, saç modasının ne olduğunu anlamaya başladı. Kadınlardan daha çok saç taratmaya gelen bakımlı erkek dönemi başlamıştı.
Ayrancıgil’in müşterileri arasında, günde iki kere gelip fön çektirenler bile vardı. Bu beyler akşam yemeğe, gazinoya gitmeden önce mutlaka Ayrancıgil’e gelir, kendilerine çeki düzen verirlerdi. Bu terbiyeli, saygıdeğer, görgülü centilmenler arasında Haldun Dormen, Göksel Arsoy, Tolga Aşkıner, Bülent Ersoy, Kemal Sunal ve Osman Yağmur dereli, Faruk Tınaz gibi birçok ünlünün yanı sıra siyasiler ve iş adamları da vardı.
1975’li yılların başlarında açtığı erkek kuaförü salonun da yaptığı yeniliklerle, berberliğin gerçek bir sanat değeri olduğunu, insanlara göstermeye ve uygulamaya başladı. Hep yeniliklere kendini adapte ederek, modayı yakinen takip etti. Müşteri sayısını ve kalitesini üst seviyeye çıkararak, yapılan çalışmalar sonunda müşteri portföyü Türkiye’nin önde gelen insanlar oldu. Sektördeki yenilikleri her daim takip ederek, klasik berber anlayışından uzaklaştı, kadın ve erkeklerin bir arada hizmet aldığı salonlarını açmaya başladı. Şu an Parisli Cemil kuaför salonları İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere üç şehirde on iki şube ile hizmet vermektedir.